Kasık bölgesinden anjiyo, kalp ve damar hastalıklarına sahip hastaların kasık damarından ince tüplerle girilerek damar tıkanıklıklarının ve diğer sorunların tanısının yapıldığı bir görüntüleme yöntemidir. Günümüzde anjiyo işlemi kol veya bilekten atardamar girişinden de yapılabilse de, kasıktan anjiyo geleneksel olarak en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Bu işlem sayesinde kalp, beyin, göz ve bacaklardaki sorunların teşhis edilmesi daha kolay hale gelir.

Anjiyo işlemi yapılacak olan hastalar öncelikle bu işlem için hazırlanır. Hastalar özel bir odaya alınır ve işlemin yapılacağı bölge dezenfekte edilir. Kasık bölgesi açıkta bırakılarak, diğer bölgeler steril örtülerle kapatılır. Bu şekilde sadece baş ve anjiyonun yapılacağı kasık bölgesi açıkta kalır. Uygulama sırasında hastaya lokal anestezi verilir ve anjiyo tetkiki başlar. Kasık damar girişine oldukça ince bir tüp yerleştirilir. Yerleştirilen tüpün içine daha ince bir başka tüp sokularak incelenmek üzere bölgeye kadar ilerletilir. Vücutta olan damarlar birbirine bağlantılı olduğundan, incelenecek damara ulaşmak zor olmaz. Bu işlemler dışarıdan monitörden izlenir ve kalpteki koroner damarların çıkış tarafına kadar gidilir. Daha sonra tüpten ilaçlı bir sıvı verilerek, vücutta damarların içinin görüntüleri alınır. Böylece damarlardaki tıkanıklıklar ve diğer sorunlar kolayca tespit edilir.

Kasık bölgesinden anjiyo sırasında yapılan işlemler yaklaşık olarak 10-14 dakika kadar sürer. İşlem tamamlandıktan sonra, kasıktan girilen damar bölgesine baskı uygulanarak kanama engellenir. Anjiyo kasıktan yapıldığı için, hastanın 6 saat kadar gözlem altında tutulması gerekir. Bu süre koldan anjiyo yapıldığında yaklaşık 1 saat kadar olur. Hastalar anjiyo yapılırken herhangi bir ağrı hissetmezler, sadece özel sıvı verilirken hafif bir ısı hissederler.

Anjiyo tetkikinin bazı riskleri vardır. Ancak yararlı etkileri göz önüne alındığında, bu riskler genellikle önemsiz kabul edilir. Anjiyo sonrasında yapılan baskı doğru şekilde yapılmazsa, nadiren diz bölgesine kadar inen morarma etkisi görülebilir. Bu durum, kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalarda daha fazla görülür. Anjiyo yapılan kasık bölgesinde kan birikimi olursa, şişme ve morarma etkileri olabilir. Ayrıca, hastanın atardamar girişi sırasında zedelenme meydana gelebilir. Bu hasarın giderilmesi için hastaya başka bir cerrahi girişim yapılması uygun görülebilir. Eğer hastada böbrek yetmezliği sorunu varsa, yapılan anjiyo sonrasında hastalıkta ilerleme olabilir. Bu risklere rağmen, anjiyo gereken kişilerde genellikle bu tetkikin yapılması tercih edilir.

Yapılan anjiyo sonucu, damarlarda tıkanıklıklar ve daralmalar tespit edilir. Ayrıca damarlarda yapısal bozukluklar ve organ hasarlarının belirlenmesine yardımcı olur. Kasık bölgesinden anjiyo sayesinde, bacak ve kollardaki damarlar, beyin ve kalp damarları, akciğer damarları, göz damarları ve karın içindeki organlarla bağlantılı damarların görüntülenmesi mümkündür.